Johannesburg'daki tarihi bir altın soygununu araştıran gizli görevdeki bir polis, karanlık bir yolculuğa çıkar ve vicdan ile kanun arasında bir seçim yapmak zorundadır. Bu karmaşık hikâye, adalet ile kişisel değerler arasındaki ince çizgide gezinmekle ilgilidir. Polis, altın hırsızlığının ardındaki karmaşık ağları ortaya çıkarmak için kapsamlı bir soruşturma yürütüyor. Ancak soruşturma ilerledikçe gizli görevinin gerçek doğasını sorgulamaya ve şüphe duymaya başlar. Görevini yerine getirirken etik ve ahlaki değerlerin çatıştığı bir noktaya gelir. Adaletin peşinde koşarken gizli görevinin kendisini ne kadar tehlikeli hale getirdiğini fark eder. Polis onun gibi polis memurlarının bile kötülük dünyasına sürüklendiğini görmektedir.